Welcome to Our Website

İngiltere modeli mi, İslam merhameti mi?

Lafa geldi mi “Can dostlar” diye tanımladığımız hayvanların özellikle yaşam hakları kanunlarla garanti altında. Biri 5199 sayılı yasa, diğeri de onda bazı değişiklikler öngören ve Temmuz 2021’de yürürlüğe giren 7332 sayılı kanun. Hatta yenisinde eskisine ilave olarak onların “mal değil can olduğunu” kabul eden önemli yenilikler söz konusu. Dolayısıyla, çok değil, daha bir iki yıl önce neredeyse herkes tek ses, tek yürek, katledilen, işkence yapılan, tecavüze uğrayan, sözüm ona barınak! denilen yerlerde aç susuz bırakılarak ölüme terk edilen can dostlarımızın daha bir güvence altına alındığını konuşuyordu. Verilen siyasi mesajlar da ağırlıkla bu yöndeydi. Şimdilerde ise ne deniliyor? Sokak hayvanlarına yönelik hazırlanan kanun teklifine göre, “can dostlar” toplanıp sahiplendirilmeye çalışılacak. Bunun için 30 gün beklenecek. Bu süre zarfında sahiplenilmeyenler uyutulacak. Yani hepsinin yasalarla güvence altına alınan yaşam hakları yok sayılacak, topluca öldürülecekler.. Bunun adına da İngiltere modeli çözüm denilecek? Peki ya özellikle yaşam hakkına saygı,vicdan anlamında bizleri örnek alınan İngiltere başta diğer batı ülkelerinden çok daha uygar, üstün kılan İslam merhameti? O ne olacak?..Bu anlamda Diyanet İşleri Başkanlığı’nca hazırlanmış ve ülkedeki bütün camilerde okunmuş örnek alınacak o kadar çok Cuma hutbesi varki… 

***

Mesela 29.01.2021 tarihli “Hayvanlara merhamet: Dini ve vicdani sorumluluğumuz” konulu hutbe şöyle: 

“ Muhterem Müslümanlar! 

Bir gün Peygamber Efendimiz, çölde susuz kalan bir köpeğe kuyudan ayakkabısına su doldurup içiren bir adamın Allah’ın rızasını kazandığını ve günahlarının bağışlandığını anlatmıştı. Ashâb-ı kirâm, “Ey Allah’ın Resûlü! Hayvanlara yaptığımız iyilikler için de mi sevap var?” diye sorunca Peygamberimiz şöyle buyurmuştu: “Her canlıya yapılan iyilikte sevap vardır. 

Bir başka gün ise Peygamberimiz (s.a.s),bir kediye kızıp onu hapseden ve açlıktan ölmesine göz yuman bir kadının Allah’ın azabını hak ettiğini anlatmıştı. Zavallı hayvana yaşama hakkı tanımayan merhametsiz kadının,Cenâb-ı Hakk’ın gazabına uğradığını ifade etmişti. Zira her canlıya yapılan eziyetin de bir günahı ve ilâhî cezası vardı. 

Aziz Müminler! 

Kâinattaki her varlık gibi, hayvanlar da Yüce Allah’ın varlığına ve kudretine delil olarak anlam taşır. En küçüğünden en büyüğüne kadar her hayvan, Allah’ın eseri olarak değerlidir ve O’nun tarafından insana emanet edilmiştir. İnsanoğlu, hayvanlara karşı insaflı, şefkatli ve merhametli olmakla mükelleftir. 

Resûl-i Ekrem (s.a.s), bir hadisinde bizi şöyle uyarır: “Hiçbir kimse yoktur ki bir serçeyi yahut ondan daha büyük bir canlıyı haksız yere öldürsün de Yüce Allah ona bunun hesabını sormasın” 

*** 

Yine 25 11 2022 tarihli “Merhamet Toplumu” konulu bir diğer hutbede şu şekilde: 

“Kıymetli Müslümanlar! 

Her canlıya yapılan iyilikte bir sevap vardır” buyuran Resûlüllah (s.a.s)’in şefkat ve merhametinden bütün canlılar gibi hayvanlar da nasibini almıştır. Rahmet elçisinin insanlığa takdim ettiği ilkeler üzerinde yükselen İslam medeniyetinde hayvanlara şefkat ve merhamet gösterilir. Onların uygun ortamlarda yaşama ve barınma hakları gözetilir. Ancak hayvanların hakkı korunurken, mükerrem bir varlık olan insanın zarar görmesine de izin verilmemelidir. İnsan hayatını tehdit eden, hastalık riski taşıyan veya saldırgan hayvanlardan başta çocuklarımız olmak üzere insanlarımızı korumak, bunun için gerekli tedbirleri almak hepimizin sorumluluğudur.” 

Her iki hutbede de hayvanların yaşam ve barınma haklarına saygı açık ve net. 2022 tarihlideki farklılık, hastalık riski ve saldırgan olanlara karşı tedbir alınması vurgusu. “Toplanıp hepsi itlaf edilmeli, öldürün “demiyor. Yasalar olmasına rağmen bugüne kadar yapılmayanları (kısırlaştırma, aşılama, tedavi, yaşam alanları vb)yap diyor. Nitekim devamı da yine bütün canlılara merhamet üzerine kurgulu hutbe Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle bitiyor: “Merhamet edene Rahman olan Allah da merhamet eder. Siz yerdeki bütün mahlûkata merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin.” 

***

Kısacası evet ülkemizde bir sahipsiz sokak hayvanları sorunu olduğu bir gerçek…Ancak yasalara rağmen görevini yapmayarak bu sorunu yaratan başta belediyeler,insanları yani asıl failleri konuşan, sorgulayan yok. Varsa yoksa tek sorumlu hayvanlar…Bu da en yalın anlatımıyla haksızlık, vicdansızlık… Çözüm diye İngiliz modeli güzellemesiyle(!) uyutulmak kavramı altında yumuşatılan bir katliam değil yapmak, düşüncesi bile inandığımız tüm değerlere aykırı… Ne olursa olsun yaşam hakkının korunması ve insancıl bir çözüm şart… 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir